|
Pazartesi | 1854 |
Salı | 930 |
Çarşamba | 1178 |
Perşembe | 2465 |
Cuma | 3129 |
Cumartesi | 2177 |
Pazar | 2666 |
Toplam: | 3406564 |
En Çok: | 4412 |
|
|
|
|
Bu bölümde Dostların yeni çıkan kitapları tanıtılacaktır.* Şiir Harmanı - Mazlum Zengin * Ağıttan Umuda - Mazlum Zengin * Çal Gayri - Aliye Budak * Varsın Burkulan yüreğim olsun - Aliye Budak |
|
|
|
|
|
|
|
Sansarak’ta Trekking
Sansarak’ta Trekking
Otuz temmuz Pazar sabah 05.30 Saat zilinin sesi bir başka uyandırıyor beni Acele adımlarla evlerimizi terk ediyoruz Ve aracımız bizleri evlerimizden topluyor İstanbul’u çıkana kadar yirmi kişi oluyor Türkü ve Şiir eşliğinde, Yalova’ya nasıl geldiğimizi anlayamadık Açık büfe bir kahvaltı Ve rehberimizi alıp yola koyuluyoruz İlk sefer görüp ve aşık olduğum bir şehir İznik Alış veriş molasında güleç yüzlü insanlar görüyoruz Sarı Saltuk, Eşref Baba’ya fatihamızdan sonra ayrılıyoruz Keskin virajlı yoldan İznik’e kuşbakışı bakıyoruz Şirin köylerden geçerek bir köyde çay molası veriyoruz Yirmi kişilik grubumuz çömeliyoruz iskemlelerimize. Bir halk ozanı canlanıyor gözümde, Köy kahvesinde elinde sazıyla Coşkulu bir biçimde çalıp söyleyen
‘Sansarak’tan öte bir yol varmı ki? Yüreklerde deste bir gül varmı ki? Muammer grubu çok bekletince Çay paralarını ödedimi ki? Ve bir Delikanlının yanına oturuyorum Yüzü güleç hoş geldiniz diyor bizlere Soruyorum köyün adını, geçmişini Sansarak diyor seksenlik delikanlı Alaattin Aydın Ve kendisi kurmuş gibi anlatıyor eski muhtar Yedi yüz senelik bir köy diyor Üç ev varmış o zamanlar isimsiz köyde Üç sarı kısrak gözükmüş çayırlıklarında sahipsiz O günden sonra Sarıkısrak oluyor köyün ismi Ve asırlar geçtikçe değişiyor isim Bugünkü adını alıyor Sansarak. Evler kerpiç ve bir eseri antika değerlerinde Yüzler güleç Yüzler kırmızı Yüzler davetkar Çaylarımızı içip vedalaşıp yola koyuluyoruz Birkaç kilometre sonra aracımızın motoru susuyor Bir temiz hava Bir sessizlik Bir güzellik ki sormayın Patika bir yola sıralanıyoruz Yirmi güzel yürek Yirmi güleç insan Hafif meyilli bir patikadan kendimizi salıyoruz Kuşlar karşılıyor bizi cıvıl cıvıl Bir kilometre sonra bir deredeyiz Güneşin ağaçlardan giremediği Gölgelikte akan suyu soğuk bir dere Eski değirmen var önümüzde Ve beş sene öncesinin çalışan değirmeni Biraz dinlenme Bir trafik keşmekeşinden sonra cennet bahçesindeyiz Türlü güzellikte çiçekler Ve akıp giden iki değirmeni döndürürcesine, Gürültülü bir şekilde Ekip başı ve kılavuzun talimatlarını içercesine dinledik Suyun gidişine yola koyulduk Bir keyifli yolculuk ki sormayın Herkeste bir heyecan Ve yirmi güzel can Siz hiç buz gibi suya kendini atan gördünüz mü? Siz hiç elbiseleriyle göletlere birkaç metreden atlayan Ve telefon, ve resim makinesı ile atlayan gördünüz mü? İki saatlik bir gidişte Büyükçe bir göl Ve derenin bittiği yer Su bir şelaleden dökülüyor Ve aniden kayboluyor, Tekrar iki kilometre ileriden çıkıyor Canlar tek tek suya atlıyorlar çocuklar gibi Önce bayanlar Sonra erkekler kendilerini suya bırakıyorlar Ve bir doğa manzarası var ki büyülü Her yer orman denizi Dağ çileği ve fındık ağaçları çeviriyor bizi Aynı yolu geriye Döndüğümüzde yemeklerimiz hazır Ve biz doymak bilmiyoruz Bir kaynak su, soğukluğuyla buzdolabını kıskandıran Güzel bir dinlenmenin ardından Yola çıkıyoruz ama Ayaklarımız geriye geriye gidiyor Adeta ayrılmak istemiyoruz Sansarak’tan Evet burası Sansarak Kanyonu Herkese daveti var Ziyaretlerinizi bekliyor Benden söylemesi
31.07.2006
Eklenme: 19-08-2006 Şair: Mazlum Zengin Yazan: mazlum Hit: 1482 [ Geri dön | Yorum Ekle | Sevdiklerinize gönderin | Yazdırın ]
|
|
|
|
|
|
|
|
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız. |
|
|
|
Şu an sitede, 92 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.
Henüz üye değilseniz, Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz. |
|
|
|