Doğa ile barış, barışık yaşa
Doğayı sevmeyen insanı sevmez
Aç gönül gözünü bak kurda kuşa
Ormanı sevmeyen insanı sevmez
Dipsiz gölün güzel suyu kara,dır
Bunu görmeyenin yürek yaradır
Büyük kentler bitmiş yaşam buradadır
Ağacı sevmeyen insanı sevmez
Bir yayla ki bize moral topladık
Atlara bindikte sevinç katladık
Çocuk olduk taştan taşa atladık
Doğayı sevmeyen insanı sevmez
Rehber önde bize yolu açıyor
Ağaçları sevip öpüp okşuyor
Suları dişlere keman oluyor
Suyunu sevmeyen insanı sevmez
Şelale altında grup dur dedi
Buz gibi suyuna herkes gir dedi
Manzara doyumsuz burdadır dedi
Toprağı sevmeyen insanı sevmez
Soğuk suya şifa diye girenler
Burdaki güzellik nerde diyenler
Saç kavurmayla parmak yiyenler
Doğayı sevmeyen insanı sevmez
Bütün gün yürümek bizi yormadı
Sevgi, kardeşliğe nifak girmedi
Yürekler güzeldir fire vermedi
Ağacı sevmeyen insanı sevmez
Gün bitmesin burdan ayrılmayalım
Sevgiyi dostluğu unutmayalım
Güzel ormanları yaktırmayalım
Ormanı sevmeyen insanı sevmez
Dere boyu ayak suyun içinde
Elli değil yaşım on sekizimde
Asırlık ağaçlar can evimizde
Ağacı sevmeyen insanı sevmez
Akşam oldu evin yolu gözüktü
Ayrılmak ne mümkün yürek ezikti
Doğanın sevgisi bir bilezikti
Doğayı sevmeyen insanı sevmez
Mazlum’un peşine takılın dostlar
Doğa,dır herkesi birden kucaklar
İşimiz yok silah ile bıçaklar
Ormanı sevmeyen insanı sevmez
14.08.2006/Mazlum Zengin
Bu şiirin hikayesi
Güzel dostlar Yine bir pazar sabahı biz yollardaydık Yüreği Doğa sevgisi ile dolu 15 arkadaşımla Büyük kentten firar edip aracımıza atlayıp son sürat Yalova / Çınarcık'a bağlı Teşvikiye köyünde attık kendimizi dağ yollarına ormanın güzellikleri içinde aracımızla yola devam ettik.
Dipsiz göl,de ilk mola dipsiz gölün güzelliği bir kaç sayfaya sığmayacak bir güzellik Tekrar aracımızla yola çıktık ve Delmece yaylasına geldik Rakım yüksek kalbimdeki ibreden anladığım kadarıyla hava ve oksijen en üst sevivede isteyen arkadaşlar atlara bindiler bir saatlik bir dinlenmeden sonra geri döndük ormanın kuytu bir yerinde araçtan indik ve patika bir yola sıralandık Rehberimiz avucunun içi gibi bildiği bu patikadan bizi Erikli şelelesine getirdi ki inanılmaz güzel bir manzara arkadaşlar soyunup kendilerini şelaleden akan soğuk suya bıraktılar bile kayalık ve orman iç içe girmiş öyle bir orman ki birkaç yüzyıllık ağaçlar resmen önlerimizde büyük bir saygı ile egilip bizlere yol veriyorlar.
Biraz dinlendikten sonra suyun gidişine doğru yürüyoruz Acacımızı yanına vardık ve yemek için durakladık Grup başı Murat Sinan bir saç kavurma yaptı inanılmaz güzel ve birkaç arkadaşın parmakları kayboldu. birde yarışma yaptık kazanana bir imzalı kitap verdim ve yarışmayı Murat'ın dokuz yaşındaki kızı kazandı Güzel aktivitelerden sonra aracı Alabalık tesislerine gönderip biz yola devam ettik türlü güzellikleri geride bırakıp tekrar bir şelaleye geliyoruz yine arkadaşlar kendilerini serin sulara atıyorlar Herkesin yüzünde bir sevinç tüm dert ve sıkıntılardan uzak tüm dostların gözleri gülüyor.
Toplan iki buçuk saatlik bir yürüyüşten ve Ahlat, İncir, Kızılcık, Yabani elma lardan da tadarak aracımıza geldik elbiselerimizi değiştirip yola koyulduk Türkü ve şarkılar eşliğinde Murat-Birsen çiftinin küçük kızının araçtaki dans şovuyla yolumuza devam edip evlerimize dağıldık Arkadaşlar kıskanmak yok sizde gelin, gelinki o güzellikleri birlikte yaşayalım..