savas33 Newbie
Kayıt: Aug 06, 2008 Mesajlar: 16 Nerden: antalya
|
Tarih: Pzr Ağu 10, 2008 12:10 am Mesaj konusu: Bir Türkünün Öyküsü |
|
|
Bir Türkünün Öyküsü
Yapıntılı Molla Hasan Ahmet, sazlı-sözlü, türkülü içki sohbetlerini çok severdi. Buna bizim buralarda “cümbüş” derler. Ahmet ağa cümbüş ehli bir adamdı. O’nun bulunduğu cümbüşlerde kavga, can sıkıcı, üzücü söz ve davranışlar olmaz, sadece tatlı sohbetler edilir, güzel-özgün türküler söylenir, tatlı anlar yaşanırdı.
Gençlik yıllarında yoldan geçen bir yolcunun söylediği bir türkü Ahmet ağanın çok hoşuna gider fakat öğrenemez... zaman geçer bir bilene de rastlamaz, ama türkü bir düğüm gibi belleğine yerleşmiş, bir türlü söküp atamıyor. Yıllarca her gördüğüne sorar, fakat buralarda bilen yoktur.
Yıllar sonra bir yaz yayladan sehile iner, harmanını kaldırır, zahiresini, samanını içeriye atar. Bütün bu uğraşıları arasında bile türkü O’nu rahat bırakmamaktadır. Düşünür o türküyü kimden öğrenebilir?... Aklına Silifkeli Ahmet Ali Çavuş gelir. “Türküyü kesin kes o bilir” diyerek çift atlı arabasını hazırlar, atların yemini, samanını, kendi azığını da yüklediği gibi Silifke’nin yolunu tutar. İki günde ulaşır Silifke’ye... Ahmet Ali Çavuş’u bulur. Bulur ama Çavuş da o türküyü bilmemektedir... Yalnız, Anamurlu Yanık Hacı’nın bilebileceğini söyler.
O yılların koşullarında Anamur bir haftalık yol... Varsın olsun... Ahmet ağa türküyü illâ öğrenme kararında, yolun uzaklığı engel değildir, türküyü bileni bulsun da... İkindi üzeri arabasına biner atlarını kamçılar; ver elini Anamur... Arabasının üzerine çilingir sofrasını yayar, rakısını açar, hem içer, hem gider... Bir de türkü kaptırır İrfani’den;
“Anamur yolları kayrak çakıllı” ...
Gide gide Anamur’u, Anamur’da Yanık Hacı’yı bulur. Yanık Hacı, uzaktan gelen misafirine ikram olmak üzere kemanını kucaklar, güzel bir türkü şöleni geçer.
Ahmet ağa geliş nedenini ve hikâyesini anlatır. Yanık Hacı kemanı ile başlar türküye:
Kerziban’da üç şey vardır sevilir
Biri alma biri ayva biri nar
Alma senin ayva senin nar benim
Suya giden top zülüflü yar benim
Yıllarca süren problemini böylece çözen Ahmet ağanın mutluluğuna son yoktur. Sevinerek türküsünü söyleye söyleye Mut’a gelir.
Ahmet ağa 25—30 yıl sonraları bu öyküyü bizlere öğünerek anlatırdı.
Not: “Bir türkünün öyküsü” adıyla kaleme aldığım bu yazımı, yeni araştırmacılara örnek olarak vermek istedim.
Arastırmacı yazar: Doğan Atlay |
|