· Gece Yarısı · Bekleniyorsunuz  · . · Kitaplarım · İMZA GÜNÜME BEKLENİYORSUNUZ... 
Giriş | Kayıt
                
   ÇIKIŞ YAP

Anasayfa

Ziyaretçi Defteri

Haber Başlıkları

Fotoğraf galerisi

Haftanın Şiiri

Oku Yaz ( Forum)

ŞİİRLER

İstatistikler

Faydalı Linkler

Görüşleriniz

Kontrol paneliniz


 
 
 Kanatlı Karınca - Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım
 
 Zavallı Çoban
 Cesur Genç İle İyilik Prensi
 Baba Koç İle Kızıl Kurt
 Sepetçi İle Zengin Adam
 Karagöz İle Hacivat Hikayeleri
 Timsah Kıkı İle Hacer

Mazlum Zengin Web Sitesi Forums

Kose Yazilari

Cafer TEMİZ
Fetvacı (Şiir)


Lamia CANAY
Türkiye Nereye?


Mazlum Zengin
Camsız Pencereler (Hikâye)


Seher DUMAN
Piknik Provası


Serhan BİLGEN
Arguvan candır, Arguvan canandır

Pazartesi925
Salı1341
Çarşamba1489
Perşembe1435
Cuma319
Cumartesi1268
Pazar677
Toplam:3383601
En Çok:4412

Bu bölümde Dostların yeni çıkan kitapları tanıtılacaktır.* Şiir Harmanı - Mazlum Zengin * Ağıttan Umuda - Mazlum Zengin * Çal Gayri - Aliye Budak * Varsın Burkulan yüreğim olsun - Aliye Budak

ANTOLOJİ ARŞİVİM

Mazlum Zengin Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - İRFANİ İLE SARİYAYLAYA
 SSSSSS   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

İRFANİ İLE SARİYAYLAYA

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Mazlum Zengin Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> HİKAYELER
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
savas33
Newbie
Newbie


Kayıt: Aug 06, 2008
Mesajlar: 16
Nerden: antalya

MesajTarih: Çrş Ağu 06, 2008 7:42 pm    Mesaj konusu: İRFANİ İLE SARİYAYLAYA Alıntıyla Cevap Ver

İçelli halk şairimiz İrfani’nin çok tanınmış bir türküsü var; “Sarıyayla”… Halk türküleri sanatçımız Musa Eroğlu Bu türküyü sazıyla, sözüyle dillendirir-ken bütün güzel duygularını katar, dinleyenleri gönülden duygulandırır, bazıla-rımızın gözleri çakmak çakmak nemlenir. Herkesçe sevilen bu güzel türküye esas olan “Sarıyayla” neresidir, nerededir? sorusu açılır hep… Bazılarımız; “belki vardır ama nerededir” diye düşünür. Bazılarımız “Kızılelma” gibi algılar.
Çocukluğumdan beri duya geldiğim bu türkünün “Sarıyayla”sının neresi olduğunu ben de merak edip araştırdım. Toros Dağlarının üzerindeki Göktepe eteklerinde bir Mut yaylası olduğunu saptadım.
1950’li yıllardan sonra yaylacılığın gereksinimden çıkıp lükse dönüşmesiy-le yüzlerce yaylamız gibi Sarıyayla da ıssızlığa terkedilmiş, üzücüdür ki zaman-la unutulmaya başlamıştır.

Yıllardan 1850 (veya 60), aylardan Mayıs, (Haziran da olabilir). Mut Bey-lerinin davetlisi olarak Mut’a gelip birkaç hafta misafir kalan İrfani, yaylaları, yaylaların kekik, yavşan, yarpız kokan tertemiz havasını hele hele yaylaların gü-zellerini özlemeye başlar… O zamanlar izinsiz bey konağından ayrılmak müm-kün mü?... İrfani isteklerini, duygularını türkülerine katar gitme zamanının gel-diğini vurgulayan türküler söyleyerek izin ister.

Gene bir gam geldi tuttu
Gurbet elin cevri yetti
Ölen öldü kalan getti
Sağlar yolum gözler şimdi

Aşkın dolusundan içtim
Ne yaman bir derde düştüm
Bu yerlerde çok eğleştim
Karagözlüm ağlar şimdi

İrfani gibi sohbetlerin tadı, tuzu bir aşık ele geçmişken kolay bırakılır mı? Tabii izin çıkmaz. Ama İrfani de özlemini başka türkülerle dile getirir:

Coşkun idim koçak gibi
Keskin idim bıçak gibi
Vaktı geçmiş çiçek gibi
Sarardım soldum Allahım


Koç yiğitler alır satır
Arayerden kalkmış hatır
Ya yarimi bura getir
Ya ben’ora sal Allahım

Gene habar geldi çeşm-i âlâdan
Başım hali değil derten beladan
Gözlerim bir mektup gelmez sıladan
Bir mektubu yazdıran yok yazan yok

Garipleri gurbet ele salarlar
Bu dert beni iflah etmez paralar
Göz göz oldu sinemdeki yaralar
Neşter vurup deldiren yok delen yok

Beyler bakarlar ki İrfani’nin derdi gün gün artmakta, daha fazla üzmemek için gitmesine izin verirler. İrfani de sevinerek Sarıyayla’ya doğru yola çıkar. İrfani bu… o türküsüz olamaz, O’nun yaşantısı türküdür. Hem gider, hem söy-ler:
Okundu yeni nameler
Bir gam geldi bağrım deler
Dost koynundaki memeler
Emilecek çağlar şimdi

Gide gide yolu Toroslar’a sarar Toroslar’da dereler, tepeler, sarp geçitler, kapızlar hep gidene engeldir. Ulaşım zordur Toroslar’da… İrfani özlemiştir sıla-sını, yaylasını…
Ne yatarsın bülbül bahar erişti
Eski derdim yenisine karıştı
Eller göçtü yaylasına kavuştu
Eğil dağlar ben yaylama varayım

Yükseğinde nemil nemil kar’ın var
Engininde ala gözlü yarim var
Şunda bir dilbere intizarım var
Eğil dağlar ben sılama varayım

Almalar ayvalar yüksek daldadır
Felek beni günden güne aldatır
Ananın atanın gözü yoldadır
Eğil dağlar ben sılama varayım
+++++

İrfani öğleye doğru Mağras Dağı sırtlarına ulaşır. Sindel tepesi eteklerinde Top Gediği’ne gelince aniden efil efil esen hafif bir esinti yüzünü okşar yüzün-den atlayarak bütün vücuduna yayılır, sanki okşar gibi. Orada bir çamın gölgesi-ne oturup kuşbakışı seyrettiği Göksu Vadisi’nin güzelliğine kapılarak kendine has türkülerini söylemeye başlar:

Söylen İrfani’ye yarin öğmesin
Çözemedim ak göğsünün düğmesin
Uz bas kunduranı yer incimesin
Topla zülüfünü tel incimesin
+++++

Telli durnam kalk gidelim
Yollar çimeç bağlar şimdi
Sarı çiçek mor menevşe
Giyer bizim dağlar şimdi
+++++

Yol yürümekle biter, kalkıp yoluna devam eden İrfani, artık yaylalarına ka-vuşmuştur. Her koyakta bir Yörük obasına, her pınarda bir Yörük güzeline rast-lar. Onlara içinden geldiğince türküler söyleye söyleye yoluna devam eden İrfani, bir kuşluk vaktı Sarıyayla’sına ulaşır. Yaylayı tamamen görebilen yük-sekçe bir yerde durur, bir süre coşkuyla seyreder… Gönlünün bütün hasretiyle, sesinin bütün gücüyle bir “OF” çekip türküsüne başlar:

OOOFF! Sarıyayla’m seni yaylayamadım kar iken
Yavrı palazını avlayamadım tor iken
Sende bu güzellik ben de gençlik var iken
Alırım ahdımı koymam ay gelin
+++++

İrfani’nin gür sesiyle yayla koyakları inim inim inler, herkes İrfani’nin gel-diğini anlar, obayı bir sevinç ve şenlik havası sarar. Daha ilk akşamdan konuk çadırı kadınlı erkekli konuklarla dolmaya başlar. Yemekler yenip ayranlar içil-dikten sonra İrfani türkülerine başlar:

Bir küçücük nevrestenin elinden
Olanca aklımız hep zaya getti
Gece gündüz edasından nazından
Ömrüm sermayesi efvaya getti




Size kurban olam gökte melekler
Siyah zülfü mah yüzünde kelepler
Küçücükten verdiceğim emekler
Görmedim vefasın hebaya getti


Benden selam olsun nazlı yarime
Dahi gelsin baksın benim halime
İrfani cehdetsin dostun yoluna
Desinler Mecnun’dur Leyla’ya getti
+++++

İrfani böyle söyleye söyleye vakit geçmekte gece yarıya ulaşmakta… Ama bir beklediği var ki bir türlü görünmüyor. İrfani ise ona türküleri ile ulaşmaya çalışıyor:

Bizim elin ırmakları akar mı
Yaz olunca menevşeler kokar mı
Sevdiceğim seyrangâha çıkar mı
Eğlen durnam eğlen habar sorayım

Hak erdirsin aşıkları murada
Avcı mısın ne gezersin arada
Sevdiğimin seyrangâhı nerede
Eğlen durnam eğlen habar sorayım
+++++

İrfani bir ara başını kaldırıp baktığında beklediği gelmiş bir kenarda onu dinlemekte… Bütün yorgunluğunu unutup yeni türkülere başlar:
Çoktan beri intizarın çektiğim
Eşim dostum musahibim geldin mi
Mecnun oldum dağ başını beklerim
Mecnuna teselli veren geldin mi

Gırağı değmiş yaprağını soldurmuş
Yad el değmiş gonca gülün yoldurmuş
Yavru bizden muhabbeti kaldırmış
Yad ellere meyil veren geldin mi

İrfani der zülüflerin düzgündür
Yavru ile muhabbetim bozgundur
O sebepten yarelerim azgındır
Yaremin melhemin vuran geldin mi
+++++

İrfani artık yaylalarına, sevdiklerine kavuşmuş; oba oba, koyak koyak gezip türkülerini söylemektedir. O günden… Bugüne…

Savas ATLAY
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
mazlum
Newbie
Newbie


Kayıt: Jul 24, 2006
Mesajlar: 108

MesajTarih: Çrş Ağu 06, 2008 8:02 pm    Mesaj konusu: teşekkürler Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Savaş çok güzel bir derleme, güzel bir paylaşım bizlere bir ışık tutuyor adeta. Bu gibi güzel paylaşımlarını bekliyoruz çok teşekkürler

"İrfani der zülüflerin düzgündür
Yavru ile muhabbetim bozgundur
O sebepten yarelerim azgındır
Yaremin melhemin vuran geldin mi"
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Mazlum Zengin Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> HİKAYELER Tüm zamanlar GMT +10 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçiş Yap:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2006) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.